66. Emmy Ödülleri Kırmızı Halı (vol.2)

Hepinize merhaba bugün söz verdiğim gibi 66. Emmy Ödülleri Kırmızı Halı’nın ikinci bölümündeyiz bugünki konuklarımız orta şekerli “Ehhh…” kategorisinin misafirleri. Lafı uzatmadan hemen yorumlarıma geçiyorum;

Ehhh… kategorisinin birincisi en iyi komedi aktris oyuncusu dalında Emmy ödülü kazanan Allison Janney, şu ana kadar yazdığım oyuncular arasında ödül alan ilk oyuncu ama işte Allah bir yerden alıp bir yerden veriyor. Nicholas Jebran tasarımı pembeye kaçan mor kadife elbisesi tek başına çok hoş bir elbiseyken yapılan kombinle sararıp solmuş adeta. Baştan ayağa hızlıca tarayacak olursak; bu kadar ağır bir tasarımla ne o saçlar ne de o küpeler, bileklikler olur. Judith Leiber tasarımı çantaya diyecek bir şeyim yok tasarımlarının önünde şapka çıkarırım ki burada da gayet uyumlu olmuş, ancak terliği andıran burnu açık Christian Louboutin ayakkabılara gelince her ne kadar tasarımcının hayranı olsam da görmezden gelemiyorum. Oldukça uzun bir boya sahip olan E.J. bence burnu kapalı ve elbisesinin tonlarında hatta mümkünse aynı kumaştan bir elbise giyerek o klas görüntüsünü bozmamalıydı. Parçalarının hepsi ayrı ayrı güzel olsa da bir arada olamamışlar ne yazık ki…

İkinci sırada ise The Big Bang Theory’de Amy rolünü canlandıran Mayim Bialik, ben kendisine elbisenin rengini saçını kolyesini ve modelini yakıştırsam da çantası ve elbisenin kollarında radara takıldı. Oliver Tolentino tasarımı saks mavisi elbisenin kolları keşke hafif omuzlarına düşecek şekilde sıfır kol olsaymış, belki o zaman yaşına da daha uygun olurdu. Her ne kadar elbise çok zarif gözükse de bence on sene sonrası için -yaş olarak- daha uygun olurdu.

Listenin ilk üç kapanışını Claire Janes ile yapıyoruz. Givenchy Haute Couture’dan yana tercihini yapan Janes’in elbisesindeki bel detayları gayet güzel olan vücut proporsiyonunu olduğundan kötü göstermiş. Boynundaki kolye olduğunu düşündüğüm koyu kırmızı detay ise tamamen fazlalık. Siz burada görmeseniz de elbisenin bir de sırtında detayları var. O kolye olmasaydı ve bel hizasındaki pencereler ve kemer biraz daha yukarıda olsaydı saçı ve makyajıyla çok daha şık olabilirdi.

Dördüncü sırada Prabal Grunge elbisesi ile January Jones var. Eminim bir çok kişinin bunun neyi olmamış dediği bir kombin benim böyle önü kısa kabarık elbiselerin topuna alerjim var, bir türlü ısınamadım diyorum belki bir gün öyle bir tasarım göreceğim ki vay be büyük konuşmuşum diyeceğim. Ancak o zamana kadar ben almayayım. Elbisenin kesimi yüzünden mi koydun yani buraya derseniz de olur mu efendim, yoksa siz o altına giydiği ayakkabıları görmüyor musunuz derim size. Zaten gözüken iki karış et var onda da bacak boyunu hobit standartlarında çekmek için Louboutin’den bu modeli seçmiş hanım kızımız. Elbise tam boy olsaydı ayakkabılar da gözüküp bütünü bozmazdı ve her şey güllük gülistanlık olurdu bir anda ama görüldüğü gibi olamadı…

Sırada Armani Prive elbisesi ile Sarah Paulson var, ben elbiseyi çok sevdim ama Paulson’a yakıştıramadım. Hani derler ya “emanet gibi durdu üzerinde” diye aynen öyle olmuş. Saçların da bu modelle pek hoş durduğu söylenemez gerçi Katy Perry bu kesimde siyah saçla bu elbiseyi giyseydi olmaz mıydı? Bence olurdu, hem de çok hoş olurdu…

Size daha önceden Modern Family dizisini severek izlediğimden bu yazımda bahsetmiştim, dizinin başrol oyuncularından Julie Bowen geceye Peter Som tasarımı elbisesiyle katıldı. Beğenmediğim noktalar; birincisi balıkçı yaka oluşu Bowen’ın boynu bunu kaldıracak uzunlukta değil bir de bunun üzerine hem saçlarını açık kullanmış hem de hatrı sayılır büyüklükte sallamalı bir küpe takmış ve boynunu yok etmiş. Yaka boyunluk halini almış adeta. Bunların dışında renk geçişleri makyaaj, model ve saç bence çok güzel olmuş.

Listenin son misafiri Michelle Dockery, 32 yaşındaki aktrisin saçı makyajı renk seçimi hepsi çok güzel ve tam da yaşına göre benim Rosie Assoulin tasarımı bu elbisede beğenmediğim tek şey eteklerinin kesim şekli. Hani çocukken çarşafları alıp kendimize elbise yapardık ya eteğin dikişli olan orta kısmı aynen o halimize benziyor. Yanlara o dikiş katılmadan daha uçuşacak bir şekilde serbest bırakılmış olsaydı hele de o renkler ve göğüs kafesindeki şahane detayla Dockery’nin buralarda işi neydi?

Ehhh… kategorimizin de sonuna geldik, yarın 66. Emmy Ödülleri Kırmızı Halı ile ilgili son yazım blogda olacak, uğramayı unutmayın…

xoxo, madam kişot