66. Emmy Ödülleri Kırmızı Halı (vol.3)

Ve 3 günlük yazı dizimizin geldik son ayağına bugün sizlerle Vaov! kategorisindeki ünlüleri inceleyeğiz, kişi sayısı çok olsa da eleştirilecek az şey olduğu için sizi bıktırmayacağım merak etmeyin. Yazıda Vaov kategorisi içinde kötüden iyiye doğru ilerleyeceğim. Girizgahı fazla uzatmadan ilk konuğumuza geçiyorum;

Bugünkü ilk konuğumuz yine Modern Family dizisinde beğenerek izlediğim Sofia Vergara, Latin oyuncunun fiziğine laf eden taş oluyormuş öyle diyorlar. Bana sorarsanız kalın kaşları ve samimi gülüşü ile yüzü de çok güzel, Vergara elbise tercihini Roberto Cavalli’den yana yapmış, beyaz renk teniyle çok güzel bir kontrast sağlamış, elbisenin formu vücudunda doğru yerleri ön plana çıkarmış, kendisinde beğenmediğim şeyse takıları, bence zaten oldukça dikkat çekici olan bu elbise ile bu kadar fazla mücevher takmasına gerek yoktu sadece sol eline taktığı yüzük yeterliydi.

İkinci sırada Christine Baranski yer alıyor, elbisenin tasarımcısını bir türlü bulamadım, kendisinde olmamış dediğim bir şey yok bence kesinlikle yaşına ve vücudunu çok iyi tanıyarak giyinmiş ancak, kolaya da kaçılmış yani; iki sene sonra akılda kalacak bir elbise olduğunu düşünmüyorum.

Üçüncü sırada Zuhair Murad elbisesi ile Camilla Alves yer alıyor, Alves’ın her şeyini beğensem de yine çok akılda kalmayacağını, geçen yıllarda çok fazla benzerini başkalarında da gördüğümüzü ve listemde çok daha iyileri olduğunu düşündüğüm için sonlara atıyorum.

Yine Modern Family dizisinden Christian Siriano elbisesi ile Sarah Hyland, genç oyuncunun elbisesinin yakasını beğenmesem de renk uyumu ve yaşına göre oluşu çok hoşuma gitti. Saçları benim en sevdiğim modellerden ense, omuz, her yer ferah oh mis! Makyajı da bence gayet yerinde ve abartısız olmuş.

Beşinci sırada ise Marni elbisesi ile Sarah Silverman var, elbiseye bayıldım tam anlamıyla ve saçını da makyajını da çok beğendim, ama Silverman’ın uçarı tavırlarına ve hiperaktif enerjisine yakışmamış yani; ona olmamış o yüzden sıranın sonlarına doğru yer aldı.

Kocaman gülümsemesi ve pozitif enerjisi ile yaşlanmamanın sırrını çözmüş olan Julia Roberts var sırada, ben Elie Saab’ın beğenmediğim tek bir elbisesini görmedim ki bunu beğenmeyeyim, hele de couture koleksiyonları bence manzara gibi, geçip karşısına izlenir. Bu elbise de aynı şekilde mavisinin tonu incelikle dantele işlenmiş inci boncukları ile inanılmaz güzel. J.R. da çok güzel taşımış elbiseyi ve aynı ton Louboutin topukluları ile de çok güzel tamamlamış. Beğenmediğim tek kısım ayakkabılarının modeli oldu, bence zaten uzun boyluyken platform giymek çok lüzumsuz ve görüntüyü bozuyor, onun yerine kapalı burun yine aynı renkte bir stiletto çok daha hoş olurdu.

Ben gerçekten Octavia Spencer’ı gördüğümde Vaov! dedim, büyük beden olmasına rağmen bu kadar şık olması bence diğerlerini utandırmalı. Kırmızı gibi dikkatleri üzerine çekecek bir rengi o kadar akıllıca kullanmış ki, otuz altı beden bir çok oyuncuyu gerisinde bırakıp ilk beşe girmeyi başardı. Tabii aslında Spencer’dan çok Tadashi Shoji’yi tebrik etmek gerek, tasarımıyla kusurları çok güzel bir şekilde gizlemiş. Göğüs ve karın bölgesindeki drapeli ikinci kumaş ustaca örtmüş her şeyi.

Sırada Donna Karan Atelier elbisesi ile Lizzy Caplan var, elbisenin kuyruğunda iki zıt renk kullanılışını, sırt dekoltesini, saçını, makyajını her bir şeyini sevdim, bence tek falso ayakkabılar bu zarif elbisenin altında çok ayrı kalmış.

İlk üçe girdik! Benim üçüncü sıramda Allison Williams yer alıyor, Giambattista Valli’nin giydirdiği ve beğendiğim tek oyuncu bu seneki kırmızı halıda, elbisesi ile tam bir iyi aile kızı prenses olmuş Williams, Van Cleef takıları da tam dozajında oldukça zarif, saçları sımsıkı toplanmış ve elbiseyle mücevherin önüne geçmesine izin verilmemiş daha ne olsun değil mi?

İkinci sırada Christian Siriano elbsisesi ile Teyonah Parris yer alıyor. Renklerin canlılığına, topuzuna, az ve öz kullandığı takılarına ve kocaman gülümseyişine hayran kaldım. Makyajı da gayet hafif ve güzel olmuş fazlası bu elbise ile absürt dururdu zaten. Şimdi hazırsanız and the Emmy goes to;

Cat Deeley. Burberry elbisesinin göğüs dekoltesine, renk geçişlerine ve kocaman fiyonguna, saçına, makyajına, aksesuarlarına her şeyine ama her şeyine ba-yıl-dım! Eleştirecek bir şey bile bulamadım adeta, ilk gördüğüm an inanın Vaov! dedim hala da diyorum. Benim için bu yılın birincisi kesinlikle Deeley oldu. İşte üç yazı ardından son sözlerim;

• benim açık saça tahammülüm deniz aşırı ülkede bile olsalar yok adam gibi toplayın saçlarınızı yüzünüzden,
• aşırı takıyı sevmiyorum tamam size reklam yapın diye veriyorlar onları da kapalı çarşı vitrini olmak zorunda mısınız? 
• Ağırlık olarak genelde kırmızı ve tonları tercih edilmişti, adı üzerinde kırmızı halıya gidiyorsun sen neden kırmızı giyindin yavrucum savaşa mı gidiyorsun da kamuflaj denemelerine giriyorsun?
• Onca para, şan, şöhret, fizik zevk olmadı mı direk çöpe gidiyormuş.
• Emmy ödüllerine amma da çok insan katılıyormuş, bence seneye sadece aday olan dizilerdeki oyuncular katılsın da bir günümüzü yemesin bunca fotoğraf ayıklamak. 
• insanın yaşını bilerek giyinip süslenmesi çok önemliymiş
• konu insanları eleştirmek olduğunda meğerse ben klavye bülbülüne dönüşüyormuşum.

Fark edebileceğiniz gibi ben bu yazı dizisini yazarken çok eğlendim umarım siz de eğlenerek ve beğenerek okumuşsunuzdur. Kendinize çok iyi bakmayı sakın unutmayın…

xoxo, madam kişot