Haftalar domino taşları gibi birbiri ardına devrilirken her geçen kışa biraz daha yaklaşıyoruz. Bu sene podyumda en göze çarpan şeylerden birisi de masalsı tasarımlardı. Başta Dolce&Gabanna olmak üzere Valentino, Alberta Feretti, Dior gibi bir çok tasarımcı masalların büyülü dünyasını podyuma taşımıştı.
Her sene kendini daha da aşan Dolce&Gabanna bu sene de ihtişamlı altın rengine ve taşlara yer verdi bunun yanısıra bir çok masaldan aşina olduğumuz ve son birkaç sezondur mağaza ve podyumda da sık sık gördüğümüz tilkilere yer vermişti.
Valentino‘nun kelebekleri podyumdan hemen sonra sokaklara indi ve kışın griliğine inat baharı geri getirdi.
Dior koleksiyonu birbirinden canlı renklerden oluşuyordu, genellikle iki kontrast rengin bir araya getirildiği hacimli tasarımlar ağırlıktaydı.
Uyuyan güzelimiz Aurora’yı günümüze uyarlasak bu elbise onun için biçilmiş kaftan olurdu, hem muhteşem pembesi hem de anneannelerimizin sırma yorganlarını andıran etekleri ile.
Hepimiz biliyoruz ki masallardaki prensesleri bu kadar iyi ve güzel yapan asıl faktör kötü karakterlerdir, çocukken hepimiz prenseslere özensek de bazen de cadı kılığına girmek eğlenceli olabilir. Dior’un bu muhteşem siyah elbisesi tam da hepimizin deniz kızı Ariel’den tanıdığı Ursula’ya göre değil mi?
Alberta Feretti tasarımı bu elbise Angelina Jolie’nin Maleficent filmindeki muhteşem kanatlarını anımsattı bana, orman perilerine yaraşır bu elbise hem vahşi hem de kırılgan havasıyla insanı büyülüyor.
Valentino bu sezon koyu renklere ağırlık verip üzerlerini renklendirmiş, bu lacivert elbise de yanar döner renkleri ile Anka kuşuna benzeyen işlemeleri, transparan tül eteği ile koleksiyondaki masalsı parçalardan birisi olmuş.
Koleksiyonun en göze çarpan özelliklerinden birisi yoğun olarak kullanılan kelebeklerdi, normalde baharın ve yazın habercisi olan doğanın mucizevi güzelleri, bu sefer Maria Grazia Chiuri ve Pierpaolo Piccioli’nin dokunuşlarıyla soğuk kış aylarında bile bize baharı anımsatarak içlerimizi ısıtacak anılara dönüşmüş.
Malumunuz küresel ısınma hiçbir yerde denge bırakmadı, hal böyle olunca sevgili Kırmızı Başlıklı Kızımız da mecburen kürklere bürünmüş. Dolce&Gabanna‘nın kırmızı parlak kürkü, alev alev rengi ile kendine baktırmayı çok iyi biliyor.
İtalyan asıllı Dolce&Gabanna markası taşları ve altını nasıl kullacağını çok iyi biliyor, mor kürk detayları ile eski kraliyet elbiselerini anımsatıyor. Eldivenler bana bir kaç sezon önce Givenchy‘nin koleksiyonunda yer alan taşlı deri eldivenleri anımsattı, moda da tarih gibi tekerrürden ibaret işte. Böyle bir clutchınız olsun gecelere pijamalarınızla gitseniz ne olur yahu, çantaya bayıldım belki bunun da DIY projeleri yapılır kim bilir?
Doğadan ilham alınarak tasarlanmış olan bu kırmızı elbise genelde insanlara Kırmızı Başlıklı kızı anımsatsa da üzerinde bulunan birbiriyle mükemmel uyum yakalayan hayvan ve gül desenleri ile bana ormandaki bütün hayvanların sevip yardımına koştuğu Pamuk Prenses‘i hatırlattı. Siz ne dersiniz?
Siz bu parçalardan en çok hangisini beğendiniz? Benim favorilerim kırmızı Dolge&Gabanna elbise ile kelebekli Valentino pelerin oldu. Parça parça gelen sezon incelemeleri devam edecek takipte kalın.
xoxo, madam kişot
Renkler ve desenler oldukça iddialı. Hani imkanım olsa bir kaçını alıp giyesim geldi 🙂
mümkün olsam Valentino pelerinimle sokakları arşınlıyor olurdum ben de muhtemelen 😀