Bu haftanın cuma ritüeli konuğu Luc Jacquet’in yönetmen koltuğunda oturduğu Le Renard et L’enfant, Türkçe çevirisi ile Arkadaşım Tilki. Film adeta belgesel tadında muhteşem doğa kareleri içeriyor. Dünyanın herhangi bir yerinde ve herhangi bir zamanda geçebilecek evrensel bir öykü Arkadaşım Tilki. O yemyeşil manzarayı izlerken insanın içi ısınıyor, nerede ve kiminle olduğunu unutuyor adeta.Fransa’nın yemyeşil ormanlarında bir sonbahar günü küçük bir kızın bir tilki ile karşılaşması ve ikisi arasında oluşan “arkadaşlık” hikayesini anlatıyor Le Renard et L’enfant. Tilki küçük kıza çok temkinli yaklaşırken küçük kız çok sevecen yaklaşıyor. Zamanla arkadaş olup beraber tadını çıkartıyorlar doğanın. Sonra insanın içindeki o küçük canavar yavaşça ortaya çıkıyor.
Ben filmi izlerken aklıma Küçük Prens ve Tilki’nin arasında geçen şu diyalog geldi;
….
“Benim yaşamım çok tekdüze,” diye anlatmaya başladı. “Ben tavukları avlıyorum, insanlar da beni. Bütün tavuklar birbirine benziyor, bütün insanlar da… Bu yüzden çok sıkılıyorum. Ama beni evcilleştirirsen yaşamıma güneş doğmuş gibi olacak. Duyduğum bir ayak sesinin ötekilerden farklı olduğunu bileceğim. Öteki ayak sesleri beni köşe bucak kaçırırken, seninkiler tıpkı bir müzik sesi gibi beni çağıracak, sığınağımdan çıkaracak. Hem bak, şu buğday tarlalarını görüyor musun? Ben ekmek yemem. Buğday tarlalarının da hiçbir anlamı yoktur benim için. Bu da çok üzücü. Ama senin saçların altın sarısı. Beni evcilleştirdiğini bir düşün! Buğday da altın sarısı. Buğday bana hep seni hatırlatacak. Ve ben buğday tarlalarında esen rüzgârın sesini de seveceğim…”
Tilki uzun bir süre Küçük Prens’ e baktı. Sonra da “Lütfen… Evcilleştir beni!” dedi.
“Çok isterim,” dedi Küçük Prens, “ama burada çok kalamayacağım. Bulmam gereken yeni dostlar ve anlamam gereken çok şey var.”
“İnsan ancak evcilleştirirse anlar,” dedi tilki. “İnsanların artık anlamaya zamanları yok. Dükkânlardan her istediklerini satın alıyorlar. Ama dostluk satılan bir dükkân olmadığı için dostları yok artık. Eğer dost istiyorsan beni evcilleştir.”
“Seni evcilleştirmek için ne yapmalıyım?” diye sordu Küçük Prens.
“Çok sabırlı olmalısın,” dedi tilki. “Önce karşıma, şöyle uzağa çimenlerin üzerine üstüne oturacaksın. Gözümün ucuyla sana bakacağım, ama birşey söylemeyeceksin. Sözler yanlış anlamaların kaynağıdır. Her gün biraz daha yakınıma oturacaksın…”
….
Umarım siz de Arkadaşım Tilki filmini en az benim kadar seversiniz. Haftasonu yeni bir yazıda görüşmek üzere kendinize iyi bakın. -xoxo, madam kişot