Aslında tatilden döneli bir kaç gün oldu ama butiğin işleri, dinlenme, ihtiyaçları tamamlama derken ancak bugün geçebildim bilgisayar başına. Bayramda Altınoluk’taydım, ilk defa Balıkesir’e gittim. Ben İstanbul dışında nereye gitsem yabancı hissederim kendimi, sanki İstanbul’daki 15 milyon nüfusun hepsini tanıyorum da oradakiler elmiş gibi, Balıkesir’de daha da yabancı hissettim kendimi nedense.
İlk gün yolculukla geçti sayılır, Bostancı’dan feribotla Bandırma’ya oradan otobüsle Balıkesir’e oradan da özel arabayla Altınoluk’a geçtik. İkinci gün oranın pazarına gittik, oldukça büyük bir pazarı var cumartesi günleri kıyafet de sebze de var biz vaktimizin büyük bir kısmını kıyafet kısmında geçirdik bana sorarsanız pazar için elbise fiyatları fazlasıyla yüksek, burada iyi bir butikten 115 liraya pek ala elbise alabilirsiniz sonuçta orada bu fiyata pazarda bez elbiseler var. Bir tezgahta elinde birer tane kalan elbiseleri satıyorlardı biz oradan iki elbise aldık tanesi 40 liradan.
Çantam ve saatim hariç her şey Altınoluk pazarından;
elbise:40 tl şapka:10 tl terlikler:15 tl
Üçüncü gün bayramın ilk günüydü, biz de Merveyle merkeze indik, merkez inanılmaz kalabalıktı bizim gittiğimiz gün ve saatten dolayı olabilir. Merkezdeki Mado’nun yanında yer alan Balkes dondurma oranın meşhur dondurmacılarından önündeki kuyruk da bunu kanıtlar nitelikte.
Biz tatil boyunca on küsür çeşit denedik favorimiz tahinli oldu gerçekten inanılmaz lezzetliydi.
Merkezde mağazalar, cafeler ve barlar var, arabalarda midye dolma, mısır, ve waffle satılıyor.
Mağazalarda çok uygun fiyatlı hediyelikler bulmanız mümkün ben tanesi bir liradan inanılmaz tatlı tokalar aldım. Rüzgar çanı ve bez çantalar bir çok fiyat ve model seçeneği ile raflarda yerlerini almış.
Eskiden zeytinyağı fabrikası olan Bacahan artık birbirinden güzel takıların satıldığı tezgahlara ev sahipliği yapılıyor. Yanyana yer alan iki tezgahtan soldaki gümüş ve yarı değerli taşlarla bezenmiş takılar satıyor.
Kendim kullanmayacak olsam da aşırı büyük takıları beğenenler için ideal olan bu yüzüğü sizin için taktım.
Bu saat hamsaları ile beni benden aldı fiyatı 175 tl
İşte bu tezgahtaki favorim; fiyatı 40 lira taşın olduğu kısım dönüyor diğer tarafı da yakut;
Altınoluk’ta keşfetmiş olduğum asıl bombayı en sona sakladım, yazılarda sürekli adı geçen sevgili Rümeysa bu sıralar terrariuma merak saldı, ben de Altınoluk’ta köprüde açılan bu tezgahı ve verilen emeği görünce bir kez daha hayran kaldım bu işe. Fiyatlar 10 liradan başlıyor ve yapılan işe ve bitki çeşitlerine göre artıyor.
Filiz Hanım sımsıcak enerjisi ile sanki sizi tezgaha çekiyor. Tüm bunları kendi evinde yapıyormuş, bazılarını Kaz Dağları’nın eteklerinden kendi elleri ile toplamış. Büyüteç ve cımbızlarla milim milim işlenmiş bu muhteşemliklerden satın almak isterseniz kendilerine Facebook‘tan ulaşabilirsiniz.
Her ne kadar Altınoluk deniz, kum sahil tadında bir yer olsa da erken dönmem gerektiği için denizle pek haşır neşir olamadım, sadece bir akşamüstü terasta güneşlenebildim. Boş vakitlerimizde de bol bol su balonu oynadık.
Altınoluk’tan İstanbul’a otobüsle gidecekseniz gidişte de dönüşte de biletinizi sağ taraftan seçmenizi öneririm, yol boyunca sapsarı ayçiçeği tarlaları insanın içini huzurla dolduruyor.
Manzara çok güzel…
Benden ve Altınoluk’tan bu kadar umarım beğenmişsinizdir kendinize iyi bakın.
xoxo, madam kişot
Tam bir yaz yazısı olmuş! Çok beğendim, eline sağlık ^^
Teşekkür ederiiim :*
ahh ahh memleketim sayılır.. çok çok severim. bu sene de gitmek istedim ama trakya tarafına gittik. aramızda kalsın hiç sevmedim, gönlüm altınoluk’ta 😀
Biz kötü zamanında gittik ya çok kalabalıktı :/